'Aden' Grubuyla Röportajımız!
- Eda Besli
- Jul 4, 2024
- 7 min read
1. Grubunuzun ismi ‘Aden’ nereden geliyor, bu ismi koymanızın arkasında bir ilham bir hikaye var mı?
Aden Grubu: Ortaya birkaç isim atıldı ve en son Aden ve Güz arasında kaldık. Ve bu süreç çok uzun sürdü. Hatta ilk şarkımız ‘Birden’in çıkmasına çok az bir süre varken halen daha ismimiz yoktu. Biz aramızda Güz mü Aden mi diye konuşurken yan masadaki bir abi kulak misafiri olup çocuğunun adı Aden koyduğunu ve onun düşüncesine göre Aden’i tercih etmemiz gerektiğini söyledi. Kelimenin asıl anlamı cennet bahçesi. Müzik yaparken yaşadığımız toplumdan da esinlenmeyi ve yaşadığımız toplumun da derdini anlatmayı sevdiğimiz için cennet bahçesi konsepti, ilk günahın da işlendiği yer olarak çok hoşumuza gitti. Yaşadığımız toplumdan grubun ismine, yaptığımız müziğin çeşidine kadar bir ikilik söz konusuydu. Genel olarak ismimizin hikayesi bu.
2. Grubunuzun bir araya gelişi nasıl gelişti?
Alper: Grubun asıl bir araya gelişi 24 Kasım Anadolu Lisesi sayesinde gerçekleşti diyebiliriz. Yuşa ve Ezgi ile 11. sınıfta tanıştık. O zamanlar çok fazla müzik yapalım, hayatımızı bununla sürdürelim gibi bir düşüncemiz yoktu ama üniversiteye gelip ben Oğuz ile tanıştıktan sonra ve Oğuz’un müzik hayatını yakın bir arkadaşı olarak deneyimledikten sonra ilgim arttı. Bir gün benim aracılığımla Oğuz ve Yuşa’yı tanıştırdım. Üçümüz yakın arkadaş olduk ve deneme amaçlı birkaç prova aldık ve baktık ki kafaların dışında enstrümanlar da uyuşuyor, bir kimya oluşuyor grubu kurmaya karar verdik. Grubun temeli bu.
Oğuz: Sonrasında bu işi profesyonel olarak yapmaya karar verdik. O noktada Elif ile tanıştık. Elif’i dahil ettik. Ezgi zaten bizimle birlikteydi, daha sonrasında Ezgi gruba katıldı.
3. Kendi şarkılarınızı canlı olarak ne zaman dinleyebileceğiz?
Elif: Bu yaz diye tahmin ediyor ve umut ediyoruz.
4. Türkiye’deki müzik piyasası hakkındaki düşüncelerinizi ve sizce en büyük sıkıntılarını bizimle paylaşır mısınız?
Oğuz: Cevabı yumuşatmanın bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Şu anda piyasada çok iyi müzisyenler var ve çok iyi, çok deneysel işler yapıyorlar fakat hiç kimse değerini görmüyor çünkü piyasa hiç görmediğim kadar inanılmaz bir para döngüsüne girdi ve sosyal medya odağına dönüştü. İyi beat, sosyal medyada kullanılabilecek sözler ve kısa süreli patlayabilecek şarkıdan alıntılar döngüsü içerisindeyiz. Tabii ki de burada gerçekten çok yetenekli müzisyenleri ayrı tutuyorum, dinlediğimiz ve gerçekten çok iyi müzik yapan ama hala hak ettiği yerlere gelemeyen insanlar var. Nova Norda gibi mesela. Diğer, isim vermeden bahsedecek olursak, birtakım müzik yapıcıları benim gözümde kirlilikten başka bir şey yapmıyor.
Alper: Müzik biraz artık dinleyeyim ama kafamın arkasında yer edinsin haline geldi. İnsanlar artık ne dinlediklerini önemsemiyorlar. Eskiden şarkıları dinlerken şarkıları dikkatlice, hissederek ve tekrar tekrar dinlerdik çünkü şarkılara önem verirdik. Şu anda genelleme yapmak istemiyorum fakat müzik yapan çoğu kişinin hedefi mümkün olan en kısa sürede ünlü olmak, para kazanmak ve minimum uğraşla maksimum para kazanmak.
Oğuz: Çok katılıyorum. Eskiden bir müzisyen türü ne olursa olsun bir şarkı yazdığında bunun bir sanat eseri olduğunun farkında oluyordu. Rap yapanlar yaptıkları şarkıların sözlerinde çok fazla şey anlatırlardı, müzik müzikal anlamda doyuruyordu gerçekten tür fark etmeksizin her şarkı böyleydi. Gerçekten bizim vaktinde dalga geçtiğimiz popçuları özler olduk. Bir yandan öğretmenlik yapıyorum ve öğrencilerimin dinlediği müzikleri de dinleme fırsatı buluyorum ama neresinden tutmaya çalışsam elimde kalıyor. Basmakalıba girmiş sözler, beatler, aynı melodi… Benim için bu bir müzikal tembellik göstergesi. Sözler zaten gerçekten Allah vergisi şeklindeler.
Elif: Yaratıcılığın azaldığını düşünüyorum ben. Yaratıcı olmaya çalışmıyor artık insanlar. Bana sorulduğunda mesela şarkı çıkartmanın bize olan maliyetini laf arasında bir arkadaşım şu örneği verdi bir tanıdığının maddi durumunun çok iyi olduğunu ve sırf çok parası var diye şarkı çıkarttığını. Böyle örneklerle de çok karşılaşır olduk.
Yuşa: Bence artık dinlediğimiz şarkılar bize bir şey hissettirmiyor. Arkasında bir duygu, anlam yok. Yazılmalarının arkasındaki tek sebep çok fazla dinlenilmek istenmesi. Çabuk tüketiliyor ama çok çabuk da unutuluyor o yüzden bence piyasada çok fazla akılda kalıcı isimler de bulunmamakta. Piyasadaki sözde popüler isimler sürekli değişiyor. Sırf tüketilmek ve hit olmak için yazılmış, on gün listelerde duracak şarkılarla dolu piyasa.
Oğuz: Şey de var mesela sosyal medya fenomenleri müzisyen olmamalarına rağmen müzik çıkarmaya başladılar. Sosyal medya fenomenleri müzik yapamaz asla demiyorum. Herkes yapabilir. Ama şu sıralar bir fenomenin şarkı çıkartıp popüler olduğunu gören diğer fenomenler de aynısını yapmaya başladılar. Bu kirlilik oluşturuyor. Bu fenomenler artık bir noktadan sonra ellerindeki bu popülerlik gücünü başka bir dalda da kullanmaya çalışıyorlar ve bu bariz şekilde belli oluyor.
Alper: Bu müziğin sanat olarak görülmesini de zedeliyor. Müzikle aslında alakası olmayan kişiler ortaya bir şeyler çıkarttığında müzik artık sanat olarak görülmemeye başlanıyor.
Elif: En önemli değinmeye çalıştığımız nokta sanırım bazıları sadece yapmış olmak için yapıyorlar. Bu benim gözümde çok rahatsız edici bir şey. Ahmet’in de dediği gibi gündem çok hızlı gelişiyor artık gündemdekileri takip edemez olduk.
Ezgi: Özetle artık müzik endüstrisi de birçok alanda olduğu gibi tüketim çılgınlığına kurban gitmiş durumda ve bunu değiştirmek belki de bizim elimizde.
5. Şarkılarınızla ulaşmayı hedeflediğiniz demografik kimlerdir?
Oğuz: Mümkün olan herkes. Başlarken hiç spesifik bir kitle düşünmedik. Hatta ulaşabildiğimiz herkese ulaşmak isteriz.
Yuşa: Ama herkes dinlesin diye de herkese hitap eden müzik de yapmıyoruz.
Elif: Şeyi de düşünüyorum ben tarzımızdan dolayı her insanın beğenebileceği ve kendine yakın hissedebileceği bir parça olacağını düşünüyorum isteğimiz bu diyebiliriz.
6. İlk şarkınızı yazma süreciniz nasıldı, şarkınızın arkasındaki anlam nedir?
Yuşa: Şarkının arkasındaki anlam ile başlıyorum. 2023 yazında bir kızla tanışmamla birlikte çok kısa sürede yaşanan şeylerle ve bu yaşanan şeylerle ve daha sonrasında işlerinde aslında yürümemesiyle birlikte hüsrana uğrayıp gerçekten de yağmurun yağdığı bir günde camdan dışarı bakıp, ki o sırada grup arkadaşlarım da şarkı yazmamız gerektiğini söylüyorlardı ve ben de çıksa çıksa şu anda benden çıkar kafasıyla, oturdum ve yağmur yağarken ilk sözü yazdım ve sonrasında devamı geldi. Ve bir süre sonra şarkıyı yazdığım kişiye şarkıyı ona yazdığımı söyledim. Ardından tekrardan görüştük ve yüz yüze geldiğimizde bana ilk söylediği şey şarkıyı çok beğendiğiydi ama aslında kendi gözlerinin şarkıdaki gibi mavi değil yeşil olduğuydu bunun üzerine biraz şakalaştık. Kayıt süreci de zorlu geçti. Ben çalışıyordum, diğerlerinin okulu vardı, sınavları vardı. Boşluk bulmak zor oldu. En sonunda bir gün öğlenden stüdyoya girip bütün parçayı kaydetmeye karar verdik. Fakat bazı aksilikler oldu ve vokal kaydını farklı bir gün almak zorunda kaldık. Benim çalışma saatlerimden dolayı gece 11’den sonra Taksim’e gittim, vokal kayıtlarını hallettik ve şarkı kaydını böylelikle bitirmiş olduk.
Oğuz: ‘Birden’ bizim kucağımıza Ahmet tarafından hazır atıldı ve bu sayede de şarkı çok içsel oldu.
7. 10 sene içerisinde grubunuzda nerelerde olmayı hedefliyor, kendinizi nerede görüyorsunuz?
Alper: Özlenen ve aslında yapılabildiği 2000’ler döneminde kanıtlanan Türkçe rock’ı tekrar canlandırıp, insanların özlediği duyguyu vermeyi hedefliyoruz. Kendimizi nerede görüyoruz sorusu için de Küçükçiftlik Park, Bostancı Gösteri Merkezi, Harbiye gibi yerlerde umarım. Son olarak bir şey eklemek istersem de bütün bunları yaparken sadece salt batı müziğini değil de kendi kültürümüzün esintilerinden de bir şeyler alıp böyle müzik üretmek isteriz.
Elif: Ben kişisel olarak artık tutmuyor diye yapılmayan rock müziğinin canlanmasında da önayak olmak da istiyorum. Çekinen müzisyenlerin de bu cesareti almalarında katkımızın olmasını istiyorum.
Oğuz: Bu müziğin de dinlendiğini biliyoruz aslında sadece unuttuk. 10 sene içerisinde amacımız 2000-2015 dönemindeki o duyguları, şarkıları geri getirmek. Sadece bizimle değil amacı bizim gibi olan diğer müzisyenlerle beraber. Bize yol gösteren insanlar da dahil. Duman, Mor ve Ötesi, Athena gibi insanlarla da beraber eski müzik ruhuna ulaşmak istiyoruz 10 sene içerisinde aslında. O dinamiğe ulaşmak hedefimiz.
Yuşa: Hedef biraz da Türkçe rock müzikte hatrı sayılır güzel bir yerde olmak ve insanların dinleyince kendilerinden bir şeyler bulabilecekleri parçalar eserler üretmek.
Ezgi: Her türden insanın kalbine dokunup içindeki yaratıcı kısmı tekrar canlandırmak olabilir.
8. Yaptığınız müzik türünü 3 kelime ile tanımlayabilecek olsaydınız bunlar ne olurdu?
Yuşa: Rock, Indie, Alternatif.
9. Gruba ilk başladığınızdaki kendilerinize tavsiye verebilecek olsaydınız bunlar ne olurdu?
Alper: Çeşitli efekt pedallarının tam olarak ne işe yaradığını ve nasıl kullandığını öğren.
Elif: Müzik teorisi öğren ve daha rahat ol. Heyecanını ortalama bir seviyede tutmaya çalış.
Oğuz: Daha çok gitar çal, daha çok söz yazma pratiği yap. Yaz.
Yuşa: Paranı boşa harcama çünkü ileride lazım olacak.
Ezgi: Planlı ol ama bir şeylerin üzerine fazla kafa yormanın bir anlamının olmadığını da hatırlayıp biraz doğaçlama takılıp, yaratıcı yönüne odaklan.
10. Grup dinamiğinizden bahseder misiniz?
Oğuz: Provadayken ya da sahnedeyken için konuşmak gerekirse dalgalı diyebiliriz ve bu benim hoşuma gidiyor. Sakin olması gerekilen yerde çok sakin, enerjik olunması gerekilen yerde çok enerjik olunuyor. Şeyi görebiliyorsun aslında çalan insanlar orada sadece belli notalara basıp, belli sesleri çıkartmak için var değiller. Bir araya geldikleri zaman gerçekten ruhlarını işin içine katıyorlar, yaptığı müziği hissediyorlar. Bu sadece tabii şarkıları çalıyorken gerçekleşen kısmı.
Alper: Kimse toplandığı zaman benim bunu yapmam gerekiyor ve ben bunu yapıyorum kafasıyla iş yapmıyor.
Elif: Ben şunu seviyorum grup üyelerimizde, kötü olanın kötü olduğunu söylemekten çekinmiyor kimse. Ki bu harika bir özellik benim için. Bu dinamik beni çok rahat hissettiriyor grup içerisinde. Arkadaşlıkta da öyle.
Yuşa: Şey de var mesela hepimizin üzerinde aslında fazla yük var ama fazla yük varmış gibi de hissettirmiyor. Hepimizin birden fazla sorumluluğu var. Kimse kafasına takıp fazla düşünmüyor. Daha böyle birbirimizi tamamlıyoruz.
Elif: Ve ben gruba sonradan girdiğim için şunu diyebilirim ki insanları tanımaya açık bir grup. Daha sonradan tanışmama rağmen aralarına alındığımı hissediyorum. Bu samimiyeti de çok önemli buluyorum ben çünkü sadece iş arkadaşı değil normal arkadaş olmak da önemli geliyor bana.
Oğuz: İşin içinde gerçekten hepimizin profesyonel olduğunu ben hissediyorum. Bazen kırıcı şeyler yaşanıyor ama mutlaka hallediliyor çünkü eğer bu tip bir şeyden grup bozulsaydı benim gözümde çocukça olurdu. Bizim için bu bir meslek ve biz bu işi ciddiye alıyoruz. Bu bizim için bir kariyer. Hiç para kazanmıyoruz tam tersine çok fazla para kaybediyoruz ama değiyor çünkü yanındaki insanları kaybetmediğini görüyorsun. Hepimiz bir şeyler yapmak için heyecanlıyız. Özellikle mesela ben Alper ile yaşadığım için aynı odanın içinde onun profesyonelliğini ve çabasını birincil görebiliyorum. Örneğin ‘Değmez’in ilk demo ismi ‘Gıda ve Besin’ idi. Çünkü o kadar kendimizi verdik ki şarkıya, o kadar enerji oturdu, o kadar her şey takır takır devam ediyordu ki yemek yemeyi unuttuk. Ve en sonunda kayıt bittiğinde şey olduk ‘abi yemek yemeliyiz’ falan. Sadece kendimde değil aynı zamanda bütün arkadaşlarımda bu özveriyi görmek, herkesin çalıştığını bilmek muhteşem bir hissiyat.
Ezgi: Bence Aden’i ortada tutan şey değer. Bu gerek birbirimize gösterdiğimiz ve verdiğimiz değer olsun, gerek sanata verdiğimiz değer olsun bizi bağlayan ve önemli olan şey bu. Ve bu sayede bu grubun dinamiği ve kimyası böyle.
Elif: Gelip geçici bir heves değil yaptığımız iş. Bu bizim için çok önemli bir parça.
11. Son olarak, dergimizden en sevdiğiniz, kendinize en yakın hissettiğiniz bir sayı seçecek olsanız bu hangi sayımız olurdu?
Aden Grubu: Genel olarak konuşmak gerekirse en sevdiğimiz sayının Temmuz 2023 sayısı olduğunu söyleyebiliriz. Gerek konusu ve teması gerek ise yaz aylarının hissettirdiği o tatlı telaşı hissettirmesiyle kendimize en yakın gördüğümüz sayı o diyebiliriz. Yaz ayının gelişi ile birlikte de Temmuz 2023 sayısını okumak ayrı bir sakinlik ve heyecan hissettiriyor bizlere.
Kısa Çizgi Ekibi:
Desteğiniz ve bize zamanınızı ayırdığınız için çok teşekkür eder, kariyerinizde başarılar diler ve sizi sonuna kadar destekleyeceğimizi de belirtmek isteriz! <3
Aden Grubu:
Bu fırsatı bizlerle paylaştığınız için teşekkürler. Yolunuz açık olsun!
'Aden' müzik grubuna tekrardan bize zaman ayırdıkları için teşekkür eder, müzik hayatlarında bolca başarı dileriz. Hepimizin yolu açık olsun!
Eda Besli
Comments